Romeo ve Juliet bilinen sonlarının aksine evlenseler ve bir kızları olsa hayatları nasıl olurdu? Aşkları ilk günkü gibi devam eder miydi yoksa kavga gürültü evlerinden eksik olmaz mıydı?
Bu soruların cevapları bulmak üzere cuma akşamı Kağıthane Sadabad sahnesindeydik. ilk defa gittiğim sahneye ulaşmak biraz dik yokuşlardan inmekle başladı ama tiyatroya gittiğimizde gayet güzel bir sahne ile karşılaştık.Sahne oldukça büyüktü ve her açıdan sahne çok iyi görülebilecek şekilde dizayn edilmişti. Önünüzde oturan kişilerin varlığı sahneyi görmenize kesinlikle engel değil.
Saat 20:20 gibi yerlerimizi almıştık. Birden sahnede bir hareketlenme oldu. Mıutfak şeklinde dekore edilmiş sahnede oyuncular yemek yapmaya başladı. Hamurlar açıldı, spagetti yapıldı. sosu için soğan kavruldu... Soğan kokusu sardı ortalığı. ve sonra perde... oyun başladı... romeo ve Juliet sahnede... Bildiğimiz gibi değiller ama...
Sonra Dadı, Kutsal peder çıktılar sahneye...Ardından Romeo ve Juliet'in Biricik, Minik, Narin Kızları :) ve en sonunda olaylara dayanamayan Şeko (W.Shakespare.) :) Kendi tarzında müdahale ediyor olaylara ama Romeo ve Jüliet'e laf geçirmek mümkün olabilir mi?
Oyunun her anında muhteşem bir oyunculuk sergilemiyor... En ilginci oyuncuların müzik enstrümanlarını çok güzel bir şekilde çalmalarıydı. Şarkılar kadar sesleri de çok güzeldi. Yetenek verildi mi herşeyiyle veriliyor demek ki... Oyunun yanında mini bir konser dinleyebiliyorsunuz.
Oyun interaktif bir hal alıyor ama hiç rahatsız etmeden... hatta oyunun sonuna doğru izleyicilerden minik bir kızın baba diye bağırmasını bile oyuna katıverdiler.
Gülmek, eğlenmek için mutlaka izlenmesi gereken bir tiyatro oyunu: "Tarla kuşuydu Juliet"..... yada bülbül müydü?
http://www.ibb.gov.tr/sites/sehirtiyatrolari/tr-TR/Sayfalar/Oyun.aspx?oyunid=340
Oyun 2 saat 15 dakika... Uzun ama sıkılmıyorsunuz. Sadece yemek kokulardan daha fazla acıkabileceğinizden aç karnına gitmemeniz ve yanınızda su olmasında fayda var.
Oyuncular;
Sevinç Erbulak: süper baba, baba evi, kuzenlerim gibi dizilerden tanıdığım ama hep güler yüzüyle hatırladığım güzel insan.
Engin Alkan: oyunun hem yönetmeni hem Romeo'su, Peder'i. Yıllar evvelinin Yedi numarasının Bakkal Vahit'i.
Çağlar Çorumlu:Prensesin Uykusu'nun hep gülen Aziz'i ve artık Şeko.
Murat Bavlı: İlk defa tanıdım ama başarılı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder