26 Aralık 2010 Pazar

2011'de bol gezmeler...

Online dergi dünyasına yeni katılan Martı Dergisinde (http://www.martidergisi.com/) bir yazı okudum. Sevil Mert'in "Seyahat Etmek Bağımlılık Yaratır mı?" adlı bir yazısı var. (Sevil Mert'in web sitesini de http://www.cokokuyancokgezen.com/  bu vesileyle tanımış oldum,  çok güzel bir site, detaylı olarak siteyi mutlaka dolaşacağım .)

Seyahat bağımlısı biri olarak yazıda kendimden çok şey buldum.  Gerçekten de seyahat etmenin güzelliğini bir kere tadan bir insan gezmeden duramamaya başlıyor.  Yeni seyahat planları yapıyorsunuz. Yeni keşifler için fırsat kolluyorsunuz...

2010 yılında çook gezme imkanım oldu,  yurt içi-yut dışı; fotogezi-kültürel gezi; gurme gezi;dağ-deniz-güneş vs.vs.

Her gittiğim yere heyecanla gittim,  çok güzel yerler gördüm,  her dönüş de yeni planlar yaptım.

2010'un bu son günlerinde 2011 seyahatlerim için hem enerji hem de para biriktiriyorum. :)

Seyahat bağımlılığı hastalığından muzdarip herkese 2011'de bol gezmeler....

Kumrulu Şiir...
Duyduğum yoktu ne vakittir
Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede;
İçime gene
Yolculuk mu düştü, nedir?
Nedir bu yosun kokusu,
Martıların gürültüsü havalarda;
Nedir?
Yolculuk olmalı, yolculuk.
                  Orhan Veli Kanık

seyahat ajandasi

Voyager ve maximiles isbirligi ile yayinlanan Seyahat Ajandasi super olmus. 2011 deki ilk seyahatimde kullanmaya baslayacagim. Seyahat notlarini yazabileceginiz, rehber niteliginde kullanabileceginiz guzel bir calisma... Ozellikle icindeki seyahat ile ilgili sozlere bayildimmm

"yol hayattir"

Eyvah... Eyvah....2....

Serinin ilk filminde yalın bir anlatım vardı,  senaryo muhteşem değildi ama çok gülmüştüm.  Yeniden gülmek için 7 Ocak'da sinemaya :))

12 Aralık 2010 Pazar

Film Pazarı...

Bugün izlediğim (izlemek de geç kaldığım)  bir diğer film Amelie oldu.  Fransız filmlerini pek sevmem ama Amelie'yi sevdim.  Amelie biraz tuhaf birisi, Ally Mcbeal gibi nevrotik tepkileri var. Hayal görüyor bazen,  başkalarının mutluluğunu isteyen modern Polyanna oluyor bazen de, kendi yalnızlığının farkına varıyor.Aşkın peşinden gidiyor.

Filmin detaylarında çok güzel hayat dersleri var. Repliklerden bir kaçı;

''Hayat, hiç sahnelenmeyecek bir oyunun tekrarlanan provasıdır."

''Hayat çok tuhaf. Çocukken zaman çok yavaş geçer. Sonra bir de bakmışsın 50 yaşına gelmişsin ve çocukluğundan ne kaldıysa geriye, bir kutuya sığmıştır, tozlu bir kutuya.''

''Parmak gökyüzünü gösterdiğinde sadece aptallar parmağa bakar.''

"Sevgili Amelie, senin kemiklerin benim gibi camdan değil, hayatın kapısını çalabilirsin. Eğer bu fırsatın kaçmasına izin verirsen, bu durumda kuruyan ve kırılganlaşan senin kalbin olur, benim kemiklerimde olduğu gibi.''

''Siz bir sebze bile olamazsınız, çünkü bir enginarın bile kalbi vardır."

''Sensiz şimdiki duygularım ancak geçmişin kuru bir kabuğu olabilir.''

"Havadan bahsetmek zamanı unutmak içindir."

just like heaven

2005 yapimi "just like heaven" pazar gunu izlenebilecek romantik bir komedi... Mm premier'de denk geldim. İzlenesi bir film

Törkiş Turist

Törkiş Turist;  Cüneyt Özdemir'den yerinde bir analiz. Anlatılanların çoğuna şahit oldum, bir kısmını da yaptım :)

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1032293&Yazar=C%DCNEYT&Date=12.12.2010&CategoryID=97

Av Mevsimi...

Çok şey yazılıyor film hakkında. Aynılarını tekrar etmeyeceğim ama izlenmesi gereken bir film...  Filmin bütününden bağımsız olarak karakterlerin analizi çok güzel yapılmış. Onları ruh halini çok iyi anlayabiliyorsunuz.

Deli İdris'in söylediği türkü zaten dillere düştü. bu sahneyi başka mecralarda görüp beğenen bir çok kişi filmi izler.  Hayde'de insanı içine alan çok güzel  duygular yüklü...

The New York Times

Sabah'ın uzun zamandır pazar günleri eki olarak verdiği The New York Times'ı gazete ve diğer eklerden fırsat kalmadığı için bugüne kadar pek okumazdım.   Bugünkü gazetenin önce başlığı dikkatimi çekti ve okumaya başladım, haberin iç sayfasını da okuduktan sonra diğer haberler de dikkatimi çekti.  Sanırım bu zamana kadar küçük puntolarından ötürü önyargı ile yaklaşarak sıkıcı olabileceğini düşünmüşüm.  Oysaki içeriği çok güzelmiş.  Tavsiye olunur...

5 Kasım 2010 Cuma

Ny'da 5 minare....

Ny'da 5 minare notları;
- Mahsun kirmizigul bu isi biliyor.. İyi bir yonetmendir. Helal..
- Mustafa sandal tam bir acar polistir.
- filmin ilk yarısı aksiyon dolu... Bol kanlı... :(
- noluyo deyip irkildiginiz sahneler bolca mevcut.
-
- haluk bilginer .. Söylenecek soz bulunamaz..
-finali duygu dolu...
- Tokat yemiş gibi olup beğeni ile çıkıyorsunuz filmden..

Kısaca; be-gen-dim.. :) izleyin...



23 Ekim 2010 Cumartesi

Gazete notları

H&M 6 Kasım'da forum istanbul'da açılıyor..

Newyork'da 5 minare 5 Kasım'da vizyonda. Biletler satışta...

Nişantaşı City's deki Limonata.. Gazetede o kadar guzel anlatılmış ki ilk fırsatta gidip görmeli..

11 Ekim 2010 Pazartesi

... (uc nokta)

Noktalama isaretlerinden en cok kullandigim( ... ). Bu isareti nokta yada baska bir isaret yerine surekli kullandigimi farkettim. Nedeni; nokta koyarak bazi seyleri bitirmek istememem mi acaba? Hayat, guzel seyler hep devam etsin diye belki de... ;)

Yeni Arcelik Reklami

Nevra Serezli'li yeni Arcelik reklamina bayildim... Daha once defalarca reklamlarda islenmis bir konu olmasina ragmen yillarin tiyatro sanatcisi ile cok sirin durmus konu... Belkide artik Celik'den uzaklasmanin zamani gelmistir...

10 Ekim 2010 Pazar

Güldüğün zaman ciğerinle güleceksin...

Dün Ye.Dua Et.Sev'i izledim.  Sev kısmının anlatıldığı Bali'deki sahnelerden birinde, şifacı Ketut, Liz'e meditasyon için öğütler veriyor; Güleceksin diyor, kalbinle hatta ciğerinle güleceksin...

Zamanım Yok...

Dün sinemada gördüğüm film öncesi uzun reklamlardan biri dünden beri aklımda... Zaman Gazetesinin Zamanım Yok Temalı reklamıydı bu. Reklamı izlemek için tıktık

Reklamı uzun uzadıya burada anlatmayacağım ama bugüne kadar kaç kişi çok meşgul olduğu gerekçesi ile sizinle ilgilenemedi hiç düşündünüz mü?  sizin onlara söyleceğiniz yada paylaşacağınız konu yerine neye yada kime öncelik verdiler? 

Bazen bir dostunuza sadece merhaba demek için uğrarsınız belki ama o çok yoğundur, yüzünüze bile bakmaya vakit bulamaz... Ne acıdır o duygu bilir misiniz?... Kendiniz için değil ama karşınızdaki için acı bir duygudur en çok. Kendine bile ayıracak zamanı yoktur çünkü, işlerin arasında bir dost selamını bile göremeyecek kadar yoğun...



 

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Rüzgar

İnsanı iyice sersemleten bir rüzgar var.... ama sıcaklardan sonra buna da şükür...

@ yenice...

23 Mayıs 2010 Pazar

...

Hayatımdaki en önemli şey; AİLEM... 

Onları çok seviyorummmm...

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Ben Bugün...

Bugün fotoğrafla ilgili sitelerde fotoğraf hakkında okuyorum, araştırıyorum, öğreniyorum...

Bracketing/Basamaklamayı yeni öğrendim mesela.

Aynı fotoğraftan  3 farklı pozlama değerinde çekiyoruz. normal, düşük, fazla.  Bunun için Canon'da Menü-AEB- 3 farklı değer seçiyoruz. (Continuous modde çekmelii). Sonra aynı pozu 3 defa çekiyoruz. Burada makinenin hareket ettirilmemesi gerekiyor. Tripod. Kadrajdaki nesnelerde hareketli olmamalı.  Daha sonra bunu Ps gibi bir programla birleştiriyoruz.

Kendime Not:  En kısa zamanda bir bracketing denemesi yapılacak...

Başlayamamak...

İşte benim sorunum başlıkta yazıyor... çok şey yapmak isteyip bir türlü başlayamıyorum....

Kendime ilk not:  Ataleti yen !!!