9 Ocak 2011 Pazar

It's a wonderful life...

Yaşadığımız hayatın değerini biliyor muyuz?  Aldığımız her bir nefese şükrediyor muyuz? Umutsuzluk ve pişmanlığın mutlu anlarımızı yok etmesine izin mi veriyoruz?

Ne yazık ki EVET... Sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilemiyor, bunlar için şükretmiyoruz. Hayatın olumsuz yönlerini görmeye bayılıyoruz adeta... Ailemizin, dostlarımızın, işimizin,  sağlıklı oluşumuzun, nefes alıyor oluşumuzun ne kadar değerli olduğunu unutuyoruz...

Başımıza kötü bir şey geldiğinde yada geldiğini düşündüğümüzde hemen umutsuzluğa kapılıp, hayattan nefret etmeye başlıyoruz...

Yolun sonuna geldiğimizi düşünüyoruz... Oysa hayatta hiç bir şey ama hiç bir şey bize sunulan güzelliklerden, BİZDEN  daha önemli olamaz... Hep bir UMUT vardır, her türlü durumda bile...Yaşanan herşeyinde bir sebebi vardır mutlaka... bugün önemsiz görülen bir olay,  yarın büyük bir olayın müjdecisi olabilir.... Nefes alıyor oluşumuzun bir sebebi vardır,  birilerinin hayatına bir sihir gibi dokunuyoruzdur belkide...

Tüm bunlar izlediğim "It's a wonderful life" filminin bana hatırlattıkları...  Filmde bir insanın varlık sebebi o kadar güzel anlatılmış ki,  bir masal seyrediyorsunuz sanki...1946 yılında çekilen film,  bir noel günü umutsuzluğa kapılan George Bailey'in  yaşama tutunuşunun öyküsü...


Hayatta bir şeylerin ters gittiğini düşünen herkesin MUTLAKA seyretmesi gereken ŞAHANE bir film....